8 Kasım 2010

Ebva Kuyularından Çöllere I



El değmemiş hayallerin ortasında kalmış bir karasevda beni kendime getirmeye yetmiyor. Sallantıda kalan gülüşlerim ise artık hiç uğramıyorlar yanıma. Artık ne eteklerime sevinç dökebiliyorum nede düşlerimi kitap aralarında saklayabiliyorum. İçimden göçmen kuşlar göçüyor. Ne yağmur engelleyebiliyor bunu nede yağmuru içinde barındırmak istemeyen vefasız kardan bulutlar. Yağmur düşünce sevinçten mi yoksa pişmanlıktan mı o hırçın sesi çıkarırlar. Damlacıkları meleklere teslim ettikleri için simsiyah oldu kardan bulutlar. Yaralı bulut, kırık Ay…ve bulut yerini Ay’a verip saklanmak için can atıyor. Ve sıra Ay’da …
Ay gitsin sen kal bu gece.
 Ayın ondördünde Aşk..
 Ay’da kalsın.. Sende kal…

Cüzlenmiş hayallerimi ebva kuyularına sarkıtarak sarkaçlardan ‘mim’leri çıkarıyorum bütünlemek için hayallerimi. Yeryüzüne düşen ilk yağmura krizantem ,  toprak ve çöl … ve Adem nasıl telaşlandıysa öyle telaşlanıyorum parçalarımı bütünlerken. Beceremiyorum…..
Yeryüzüne düşen ilk yağmur damlası yüreğimi daha da derinden yağmalıyor. Adem sevinmişti ; matemleniyorum. Çöl çamur olmuştu bir damla ile; bataklığa dönüyor beynim. Güneş nereye kaçmış? Gökte miydi , yerde mi? Kurutsun beynimi.!! Güneş kim için inmiş gökteki tahtından?
Güneş gitmiş yalnız söz kalmış. Bir çığlığa düştüğüm ‘mim’ ve bir ‘elif’ gibi dikliğim ve yalnız söz kalsın.
Evvel ahire söz…
Evvel ahir söz. ..
Ayraçlar dahi ayıramasın sözlerimi. Bir solukta bittim, bir solukta bitsin sözlerim. Kimseye emanet edemediğimiz düşlerimizi bi’lâl’ler sahiplensin. Sözlerde düşlerde şimdi bi’lâl’lere emanet. Ceplerimde biriktirdiğim sitemler ise Râhe’yeRâhe saklar onu kaldırımdaki çelimsiz taşlar altında. Sitemleri yerin altına tıkıştırmanın zamanı geldi. Ve zamanı geldi sözleri aydınlatmanın. Bunuda beceremiyorum! Kirli önlüklerle parlatılan elmalar gibi kirli yazılarımla parlatamıyorum sözlerimi. Bende Selem’lileri anmaya başlayıp kırık olan hayallerime yenilerini ekleyerek rüzgarları da melodi yapıp kendime anlatıyorum. Hayallerim yine kendi içinde birer ayna olmaktan öteye geçemiyor. Mürmür böceğinin kanatlarından daha ince olan hayatım düzeltmeye el yetiremediğim kırıklıklarla taşmaya devam ediyor.. bir ‘nun’ misali…

Lâl-Rahe(esma htpğl)

1 yorum:

  1. "Damlacıkları meleklere teslim ettikleri için simsiyah oldu kardan bulutlar" ifadeniz çok hoşuma gitti..
    Yazmaya devam etmenizi dilerim..

    YanıtlaSil